Pazarlamaya Dair Ne Varsa

Alanında uzman isimlerin deneyimlerini ve bilgilerini paylaştığı bir rehber olan "Dünya Rekabetinde Bir Marka Olmak" isimli kitabımız dijital satış noktalarında!    Bu etkileyici eserin içinde yer alan " Nasıl Sürdürülebilir ve Uzun Ömürlü Marka Olunur " başlıklı bölümün yazarı olarak, marka olma sürecindeki sırları sizlerle paylaşmaktan büyük mutluluk duyuyorum. Rekabetin her geçen gün daha da arttığı bir dünyada, markaların pazardaki konumlarını koruması ve faaliyetlerini sürdürmesi her zamankinden çok daha zor. Bu bölümdeki örnekler ve stratejiler ise, zor şartlarda doğru adımlarla sürdürülebilir marka oluşturmanın mümkün olduğunu gösterecek. Bu değerli eserde, markalaşma yolunda ihtiyaç duyabileceğiniz tüm bilgileri bulacak, 17 farklı yazarın kıymetli bilgi ve deneyimlerinden faydalanacaksınız. 16 bölümden oluşan bu kitabın zengin bir kaynak olacağına inanıyoruz.  Kıymetli emekleri için baş editörümüz Aykan Candemir hocama, editörlerimiz Damla Aktan...

Kitap editörlerimden sevgili Dr. Damla Aktan'ın pazarlamada akademi ile sektör arasındaki uçurum podcastini dinlediğim andan beri zihnimin içindekileri susturamadığımdan içimdekileri dökmeye karar verdim. (Merak edip dinlemek isteyenler podcaste yazımın sonuna eklediğim linkten ulaşabilir.) Houston We Have A Problem! Aslında bunu pazarlama ya da sosyal bilimler ile sınırlamak imkansız. Ne yazık ki her sektörün içinde kendi bilim dalını aynı şekilde dışlayan bir güruh var. Yıllarını eğitime adamış, kendisini bilgi ile donatmış bu insanları yok saymak, dikkate almamak ve adeta cezalandırmak bilimi öğrenmenin önemini anlayanlara mı garip geliyor sadece, bilemiyorum... Haksızlık burada başlıyor. Zaman zaman benim çevremde de bitiveriyor; "diploma ne işe yarıyor ki, ne önemi var ki, zaman kaybı" diyerek aklınca küçümseyen, hafife alan zihniyetler... Haklısınız deyip geçiyorum. Çünkü bunun ne demek olduğunu asla anlamayacaklar, biliyorum. Kimseye bir şey ispat etmek için ...

  Öncelikle fotoğrafın konuyla hiç ilgisi olmadığını belirterek başlamak isterim. Üzülerek çevremdeki birçok insanın deprem gerçeğinden kaçarak anı kurtarmaya çalıştığını görüyorum. Halbuki deprem ülkesinde yaşıyoruz ve bu gerçek er ya da geç yaşanacak. Gerek deprem anında gerek enkaz altında ve üstünde ne yapacağımızı, birbirimize nasıl yardımcı olacağımızı bilmeliyiz. Bilinçli olmak, hazırlık yapmak zorundayız. Onun için bu videoyu çok geç olmadan izleyin, izlettirin lütfen. https://www.youtube.com/watch?v=L4UMprWIjKY   İstanbul özelinde konuşacak olursak bir diğer önemli konu da İstanbul'da yaşamanın maliyeti zaten fazlasıyla yüksekken buna bir de deprem kaygısının eklenmiş olması. Daha güvenli konutlara geçmek isteyenlerin taşınacak olması, binasını güçlendirmek isteyenlerin tadilat yaptıracak olması ya da kentsel dönüşüm kararı alanların evlerini yeniden inşa ettirecek olması gider hanesine ciddi bir yük ekleyecek. Bunların hepsi ciddi masraflar maalesef. Birçok kişi ma...

“Bilinçli kapitalizme duyulan ihtiyaç hiç bu kadar acil bir şekilde hissedilmemişti.”  - Jagdish N. Sheth  İnsanlık tarihine bakıldığında savaşların, afetlerin, ekonomik krizlerin ve pandemilerin dünya çapında büyük davranış değişikliklerine yol açtığı bilinmektedir. COVID-19 Pandemisi de günümüz dünyasının gerçeklerinin değişmesine sebep oldu. Hatırlayacağınız üzere, pandemi başında ülkelerin sınırlarını kapatması, ithalat ve ihracatın durma noktasına gelmesi ve bu sebeplerle tedarik zincirinde ve ticarette yaşanan aksamalar; var olan kaynağın sınırlılığını adeta gözler önüne sermişti. Bugün gelinen noktada ise, küresel ekonomik büyümenin yavaşlamaya başlaması ve enerji maliyetlerinin artması; fiyatların artmasına yol açarak hem işletmelerin ayakta kalmakta zorlanmalarına hem de tüketicilerin satın alma güçlerinin azalmasına sebep oluyor. Ne yazık ki piyasalarda yaşanan bu kutuplaşma, dünya genelinde düşük gelir grubundaki nüfusun her geçen gün artmasına, bir diğer d...

Merhabalar, Ben Nilay Sayan. İnsanı merak eden, her insanı bir dünya olarak gören ve insandan beslenen dışa dönük biriyim. İnsanların kendine has dünyasını keşfetmekten motive olan biri olarak, psikoloji ve sosyolojiyi yani insan ve ruh bilimini birleştirmiş eklektik bir düzeyde bunları araştıran, insanın ihtiyaç ve beklentilerini anlamaya odaklanmış pazarlama biliminin kreatif ve dinamik bir alan olması beni cezbetti. Bu sebeplerle Kocaeli Üniversitesi İŞLETME lisans mezuniyetimden sonra lisansüstü eğitimle pazarlama alanında uzmanlaşmaya karar verdim. Tezli yüksek lisansımı Kocaeli Üniversitesi'nde ÜRETİM YÖNETİMİ VE PAZARLAMA alanında tamamladıktan sonra ise pazarlama uygulamalarının bilimle desteklenmesi gerekliliğine olan inancım sebebiyle Marmara Üniversitesi'nde PAZARLAMA alanında doktora eğitimine başladım. Pazarlama bence bir sanat ancak bilimsiz bir sanat olamaz. Pazarlamanın Türkiye’de bilimsiz gerçekleşmesinden dolayı her daim sürdürülebilir pazarlama kampanyaları g...